Doğaya saygılı, sürdürülebilir madencilik anlayışıyla faaliyet gösteren firmamız; Türkiye’nin yer altı kaynaklarını en verimli ve çevreci yöntemlerle ekonomiye kazandırmayı hedeflemektedir. Faaliyet gösterdiğimiz alanların tamamı, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçlerinden geçirilmiş, yasal mevzuata uygun olarak işletilmekte ve doğal dengeye zarar vermeyecek biçimde planlanmaktadır.
Türkiye'de gerçekleştirilen madencilik faaliyetleri, kamuoyunda sıklıkla yanlış algılansa da, orman varlıklarımızın yalnızca %0.87’lik kısmında yer almakta ve bu oran diğer birçok sektöre kıyasla oldukça düşüktür. Özellikle agrega üretimi yapılan sahalar, işletme sürecinin ardından derhal Rehabilitasyon projeleriyle doğaya yeniden kazandırılmakta; doldurma, tesviye, toprak serimi gibi işlemlerden sonra, bölgeye özgü türlerle ağaçlandırma ve peyzaj uygulamaları yapılmaktadır.
Yürüttüğümüz rehabilitasyon çalışmaları, yalnızca ağaç dikimiyle sınırlı kalmamakta; aynı zamanda toprağın biyolojik yapısının iyileştirilmesi, su kaynaklarının korunması ve biyoçeşitliliğin desteklenmesi gibi uzun vadeli çevre politikalarını da içermektedir. Bu sayede, rehabilite edilen alanlar birkaç yıl içerisinde doğal bitki örtüsüyle kaplanmakta, daha güçlü bir kök sistemine sahip orman ekosistemleri oluşmaktadır.
Kurumsal yapımız, sürdürülebilirlik ilkeleri üzerine inşa edilmiş olup, hem çevresel hem de sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmekteyiz. Her faaliyetimizi “önce doğa” yaklaşımıyla değerlendiriyor, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için bilimsel veriler ışığında çalışıyoruz.